reklam
reklam
DOLAR 39,8366 % 0.05
EURO 47,0275 % 0.03
STERLIN 54,7803 % 0.12
FRANG 50,2480 % 0.06
ALTIN 4.240,28 % 0,29
BITCOIN 107.071,64 -1.186

VAKTİNE KALAN SÜRE

:
için vakti
reklam

MİLLETVEKİLİ KAŞIKÇI’DAN ALMAN SPİEGEL GAZETESİNE SERT CEVAP

Yayınlanma Tarihi : Google News
MİLLETVEKİLİ KAŞIKÇI’DAN ALMAN SPİEGEL GAZETESİNE SERT CEVAP
reklam

Milliyetçi Hareket Partisi Hatay Milletvekili Lütfi Kaşıkçı, Alman Spiegel Gazetesine yanıt vererek yeni bir tarih oluşturma hevesindeki tüm çevrelerin geçmişe bakmalarını tavsiye etti.
Türkiye’nin, Suriye ve Irak’ın kuzeyinde oluşturulmaya çalışılan terör koridoruna izin vermemek adına başlattığı Fırat Kalkanı ve Zeytindalı Harekatlarını her defasında küstahça eleştiren Alman basınının yeni küstahlıklarına bu defada Hatay’ı da dahil ederek devam ettiğini aktaran Milletvekili Kaşıkçı Almanya merkezli Spiegel gazetesinde yayınlanan söz konusu yazıda Suriye’de terör örgütü PKK/PYD-YPG işgali altında bulunan bölgelere Türk Silahlı Kuvvetlerinin düzenlediği Fırat Kalkanı ve Zeytindalı Harekâtları “işgal” olarak ifade edildiği bilgisini vererek “ Aynı zamanda örgütün sözde lider kadrosunda bulunan Ayşe Hiso’nun “Afrin’e dönüş” hayallerinin de haberleştirildiği yazıda Hatay’ında bir dönem Suriye’ye bağlı olduğunu ve daha sonra Türkiye’ye ilhak ettiğini Afrin’in de aynı kaderi yaşamasını istemedikleri ifade edilmektedir. Yazıda aynı zamanda ABD Başkanı Donald Trump’ın eski DEAŞ’la Mücadele Özel Temsilcisi Brett McGurk’ün geçtiğimiz günlerde Foreign Affairs için kaleme aldığı ve çocuğu gibi besleyip büyüttüğü PKK/PYDYPG’nin geleceğine ilişkin endişelerini dile getirdiği makaleye de atıflarda bulunulmuştur. Yazının devamında ise Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Suriye’nin kuzeyini uzun vadeli olarak işgal etmek ve coğrafyanın demografik yapısını değiştirmek istediği de belirtilmiştir” dedi.
ASIL AMAÇLARI TERÖR ÖRGÜTÜNÜN SÖZCÜLÜĞÜNÜ YAPMAK
Alman Basının genel olarak Türkiye’ye her fırsatta kinlerini kusmak için iftiralar attıklarını bilindiğinin de altını çizen Milletvekili Kaşıkçı “Türk ve Türkiye düşmanlığında sınır tanımayan Alman basını bulduğu her fırsatta kinini kusmakta mahir olduğu elbette tarafımızdan bilinen bir gerçektir. Alman basınının tıpkı bu son yazıda olduğu gibi baştan aşağı yalan ve küstah haberlerle asıl maksatlarının diğer birçok Avrupa ülkelerinde ki basın ile birlikte terör örgütlerinin sözcülüğünü yapmak olduğu aşikardır” dedi.
TEHDİTLERE KARŞI DÜZENLENEN OPERASYONLARDIR
İşgal olarak belirtilen Fırat Kalkanı ve Zeytindalı Harekâtı Türkiye’nin Meşru Müdafaa Hakkı çerçevesinde yürütülmüş ve Türkiye’nin sınır güvenliğini tehdit eden unsurlara karşı düzenlendiğinin altını çizen Milletvekili Kaşıkçı “Harekâtın PKK/KCK/PYD/-YPG ve DEAŞ terör örgütlerini etkisiz hale getirmek amacıyla düzenlendiği her defasında yetkililer tarafından dile getirilmiştir. Türkiye her iki Harekâtı da uluslararası hukuk ve kararlar doğrultusunda yürütmüştür. Tüm dünyanın gözü önünde icra edilen bu Harekâtlar esnasında sadece teröristlere ait hedeflerin vurulduğu, sivil ve masum kişilerin zarar görmemesi için her türlü dikkat ve hassasiyetin gösterildiği ortadadır. Sivil ve masum hassasiyeti gözetilmesi aynı zamanda hareket boyunca birçok şehit vermemize ve güvenlik güçlerimizin yaralanmasına sebep olmuştur. Uluslararası hukuka bu kadar bağlı kalınarak ve yüksek düzeyde sivil hassasiyeti gözetilerek icra edilen bu harekâta işgal demek ancak aymazlık tabiri ile ifade edilebilir. Türkiye gerek Fırat Kalkanı gerekse Zeytindalı Harekâtları öncesi uluslararası camiadaki tüm muhataplarına sınırlarının ötesinden gelen terör tehdidini dile getirmiş ve bu konuda yardım talebinde bulunmuştur. Ancak terörün hedefinde olan ülke Türkiye olduğunda batı her zaman ki bilindik tavrını takınıp yaşananlara sessiz kalmıştır” dedi.
BÖLÜCÜ TERÖR ÖRGÜTÜ AMANOSLARDA FAALİYET YÜRÜTÜYORDU
“Türk Silahlı Kuvvetlerinin Afrin’de ne işi var?” sorusuna sıkça muhatap olduklarını da aktaran Milletvekili Kaşıkçı bu soruya Hatay üzerinden yaşanmışlıklarla karşılık vermenin bu küstah yazının bir öznesinin de Hatay olması hasebi ile uygun düşeceğini aktardı. Bölücü terör örgütü PKK’nın uzun yıllardır Hatay ili sınırları içerinde bulunan Amanos Dağlarında faaliyette bulunduğunu ve bu faaliyetleri neticesinde Hataya ve Hataylılara ne denli sıkıntı yaşattığı tüm bölge insanımızın hafızasında tazeliğini koruduğunu aktaran Milletvekili Kaşıkçı “Bu sebepten dolayı ZeytindalıAfrin Harekâtınının Türkiye açısından nasıl Meşru Müdafaa Hakkını savunmak olduğunu anlamanın en iyi yolunun Hatay’da yaşananları doğru anlamaktan geçtiğine inanıyorum. Meselenin iyi anlaşılması için ise öncelikle doğru sorunun sorulması gerekmektedir. Bizce doğru soru ise Neden Afrindeyiz sorusundan önce yıllarca Afrinin Hatay’da ne işi vardı olmalıdır. Bu sorunun cevabına yönelmek neticeyi isabetle tayin etme açısından son derece önemlidir” diyerek bu güne kadar Hatay’da bölücü Terör Örgütü tarafından gerçekleştirilen saldırıların kronolojisini aktardı.
30 ŞEHİT VERDİK 41 GÜVENLİK GÖREVLİMİZ YARALANDI
Bölücü terör örgütü mensuplarınca Hatay’da yapılan alçak saldırılarda 30 şehit verilmiş ve 41 Güvenlik Görevlimiz ve vatandaşımız yaralandığını aktaran Milletvekili Kaşıkçı “Afrin şehir merkezindeki kamplarda her türlü ideolojik ve askeri eğitimden geçtikten sonra yasadışı yollarla ilimize gelip terörist eylemlerini alçakça gerçekleştiren PKK, Hataylıların büyük acılar yaşamasına sebep olmuştur. Hatay, Afrin de yuvalanan bu terör örgütü eliyle hem can hem de mal kaybına uğramıştır. Bölge insanımızın sadece can kaybına değil aynı zamanda ekonomik olarak da kalkınmasının önünde ciddi bir set oluşturan PKK yüzünden kaç maden ocağı kullanılamaz hale gelmiş nice iş makineleri yakılmış Devletimiz tarafından ilimize getirilmesi planlanan nice projelerin hayata geçmesi geciktirilmişti. Vatandaşlarımız yaylalarını uzun yıllar kullanamamış eşsiz doğa güzelliği kış ve yayla turizmine açılamamıştır. Netice itibari yıllarca Devletimiz tüm Türkiye de olduğu gibi Hatay’da da terörü bataklığında kurutmaktan ziyade başına bela olan teröristle kendi sınırları içerisinde mücadele etmiş ancak bıçak kemiğe dayanmış ve artık sınırları dışından kaynaklanan terörist faaliyetlere son vermek adına uluslararası hukuka uygun askeri seçenekleri gündemine almıştır. Bu minvalde de Zeytindalı Harekâtı kapsamında yıllarca Hataya ve Hataylılara büyük acılar yaşatmış terör örgütünün inine girilmiş ve son terörist etkisiz hale getirilinceye kadar mücadele devam etmiş ve nihayetinde bölge tüm terör örgütlerinden temizlenmiştir” dedi.
YAZIDA HATAY’DAKİ ACI VE GÖZYAŞLARINA DEĞİNMEMİŞLER
Hatay açısından uzun yıllar böylesine acı ve kayıplarla geçerken hiçbir yabancı basında Afrin de yuvalanmış terör örgütünün sorgulanmadığını ve bu örgütün Hatay da yol açtığı acıya ve gözyaşına değinilmediğini de aktaran Milletvekili Kaşıkçı “Öyle ya bu acıyı ve gözyaşını hissetmek ve paylaşmak için masum olmak gerekir. Ancak siz bugün dahi bu acı ve gözyaşına sebep olanlarla iş birliği içerisindesiniz. Söz konusu yazıda ele alınan bir diğer hususta ise yıllarca Afrin de terör örgütü üst düzey yöneticiliği yapan sözde lider kadrosunda bulunan Ayşe Hiso’nun yaptığı açıklamalarda görülmektedir. Ayşe Hiso Afrin’in kaderinin Hataya benzememesi gerektiğini ve bunun önlenmesi için Afrin’deki Türk Silahlı Kuvvetleri varlığına son verilmesi gerektiğini ifade etmektedir. İşte tam bu noktada da Hatay’ın kaderi nasıl ki Afrin’in kaderi de öyle olacak sorusunun cevabına bakmakta fayda görülmektedir. Uzun uzadıya Hatay tarihi ile kimseyi sıkma niyetinde değilim ancak sırasıyla Selçuklu ve Osmanlı idaresi altında uzun süre bulunmuş bir coğrafyadan bahsettiğimizi evvela belirtmek gerekir. Suriye’nin neredeyse tamamı 9 asır boyunca Türk kimliği ile bilinen Devletler tarafından yönetilmiştir.1.Dünya savaşı sonucu 31 Ekim 1918 de imzalan Mondros Anlaşması ile çekilmek zorunda olduğumuz topraklara Fransa bir süre hâkimiyet kurmaya çalışsa da başarılı olamamıştır. Fransa hâkimiyeti altında esir hayatı yaşayan Hatay ise büyük bir uğraş ve Hataylıların azmi ile Türkiye’ye yeniden bağlanmıştır. Kısa süreli bu ayrılık yabancı iki unsurun birleşmesi değildir. Zaten 9 asır hâkimiyetimiz altında bulunan ecdat yadigârı ata topraklarının 1.Dünya Savaşı sonucunda oluşan çetin şartlar bitene kadar ayrı kalmasıydı. Savaş sonrası yaşanan zorluklar Mustafa Kemal Atatürk liderliğinde verilen destansı bağımsızlık mücadelesi ile neticelenmiş ve Türk Milleti düştüğü yerden tekrar ayağa kalkmayı başarmıştır. Ayağı kalkan Türkiye ise kısa bir süreliğine çekilmek zorunda kaldığı toprakların içerisinden Hatayı tekrar kendine bağlamayı başarmıştır. Sonuç olarak Ayşe Hiso ve benzeri isimlerin kendilerine yeni bir tarih yaratmaya çalıştıklarını gözlemlemekteyiz. Ancak bunun nafile bir çaba olduğu da apaçık ortada durmaktadır. Türk Milletinin o coğrafyada ki geçmişini inkar etmek evvela tarih bilimine saygısızlık olur. Nitekim söz konusu coğrafyadan Türk Milletinin ismini çıkarttığınız an elde kalacak olan sadece bomboş sayfalar olacağını belirtmekte fayda görüyorum. Ayşe Hiso gibilerin geçmişlerinin de bu kadim milletin oluşturduğu büyük medeniyetin bir kenarında yaşadığı gerçeği de ortadadır. Gelelim Ayşe Hiso’nun söz konusu yazıdaki düşüne: Afrin’in kaderi Hatay’ın kaderine benzemesin hezeyanına. Bu hezeyana en güzel cevabı sığındığı ve sözcülüğünü üstlendiği batının önemli gördüğü bir siyaset adamının cümlesi ile karşılık vermenin doğru olacağı kanaatindeyim.”Ne kadar geriye bakabilirsen o kadar ileriyi görürsün. (Churchill)”Başta Ayşe Hiso olmak üzere yeni bir tarih oluşturma hevesindeki tüm çevrelere bahsettikleri coğrafyada gelecekte ne olacağını ve kendilerini neyin beklediğini daha iyi görmeleri açısından tıpkı Churchill’ın belirttiği gibi geçmişe bakmalarını tavsiye etmekteyim” dedi.

reklam

YORUM YAP

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.